Bir "Varlık" Hikâyesi

Dört gün önce bazı köklü dergilerin batma sinyallerini çalmaya başladığını söylemiştik ve bu çöküş durumunun sadece ekonomik temelli olmadığını aslında bu "köklü" dergilerin varolan kanonu devam ettirdiğini, okurla bir bağ kuramadığını, standart dosya konularıyla günü kurtardıklarını fakat bugün edebiyatın kendisine yenildiklerini söylemiştik. Ancak şu an daha ciddi bir durum var ortada. Varlık Dergisi son sayısında 19 Aralık Katliamı'nın faili eski adalet bakanı Hikmet Sami Türk'ün bir edebiyat anısını yayımladı. Kuruluşundan itibaren kurucu ideolojiyle hiçbir sorun yaşamamasından kaynaklı Varlık Dergisi açısından bu olay bir "Varlık" hikâyesidir. Ama bizim açımızdan bu tamamıyla politik ve poetik bir iflastır. Çünkü 19 Aralık Katliamı devletin bizzat kendi eliyle işlediği apaçık bir cinayettir. Varlık Dergisi'nin arşivlerini incelediğimizde Hikmet Sami Türk'ün bir değil birkaç kere dergiye konuk olduğunu görüyoruz. Örneğin Behçet Necatigil'in doğumunun 100. Yılı dolayısıyla yapılan özel dosyada Türk, Necatigil'in öğrencisi vasfıyla ağırlanıyor. Bu sayının tanıtımı Doğan Hızlan tarafından Hürriyet Gazetesi'nde yapılıyor. O yazıda yine Hikmet Sami Türk özenle anılıyor. Bizim payımıza da pazılı tamamlamak düşüyor. Varlık Dergisi kendi varlığının kime hizmet ettiğini bir kere daha kanıtlamış oldu. Şimdi onu hep kollayan sanat sistemi ve edebiyat ortamı kendi varlığını sorgulamaya başlayabilir. 

Barbarları Beklerken Sanat Kolektifi



#barbarlarıbeklerkensanatkolektifi #sanat #edebiyat #şiir #eleştiri #dergiler #varlıkdergisi #barbarlarıbeklerkensanatkolektifi